Kahverengi Gözlüklü Küçük Kız

26 Kasım 2013 Salı

Kahverengi gözlüklü küçük kız kalp kutucuğundaki büyütülmüş hayallerinin hepsini siyaha boyayıp fikir nehrine salıverdi. Tek bir eylemsizliği yetmişti siyaha boyanmasına bütün hayallerinin. Sanıyordu ki eğer kurtulursa karanlıktan aydınlık kabul edecek ruhunu. Bütün kelimelerini anlamsızlık zarfına koyup gömdü verimsiz sanılan zaman toprağına kurtulmak için baş sancılarından. Bu kadar olumsuzluk ekinin sebep olduğu ruh sancısıyla ne yapacağıysa muammaydı.

Ancak tesettür toprağı altında akıl suyuyla neşvü nema bulan kelimeler filiz vermeye başlayınca anladı hatasını. Kelimeler çürümüştü, kelimeler durmuyordu, kelimeler sabırsızdı, kelimeler bulunmuş kayıptı. Kelimeler azatlı köle misali geri dönüyordu sahibine.

Kahverengi gözlüklü küçük kızın midesinde kelebekler uçuşuyordu. Yerlerinin darlığından sıkıldıklarından dudaklarına kilit vuran kıza manalı bir öfke duyuyorlardı. Kelebekler özgür olmalıydı, özgürlük kelebeklerin hakkıydı. Öfkeli kelebeklerin acı namındaki hareketlerine dayanamayan küçük kız ah çekince dili kurtuldu suskunluk mahzeninden. Kelimeler yeşillendi, hür kelebekler uçtular gökyüzüne.

Küçük kız korktu. Küçük kız ağladı. Küçük kız artık kahverengi gözlüklü değildi. Kalabalıkla çarpışan ferd manen ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırıldı. Anıların söylediğine göre kahverengi gözlükler parçalanmış o hengamede. Kazanın sebebiyse ferdin ruh sancısı sebepli dikkatsizliğiymiş.

Bu küçük kızın kelimelerine kavuşmasının kurgusuz masalıydı. Peki ya senin yaralıyken ölü numarası yapmanın, gülerken ağlıyor olmanın hikayesi nedir?


Gerçeğe sırıtan masallar yazılırken her hikaye yazılmaya değer değil midir?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Blog contents © Hayal Kutusu 2010. Blogger Theme by Nymphont.